Kavramsal Putperestlik ve Felsefe -Jean-Luc Marion Felsefesine Bir Giriş

190.00TL
161.50 TL
Kazancınız: 28.50TL (15%)
Durum: Stokta yok



Ürün Açıklaması

Çağdaş Fransız felsefesinin en önemli temsilcilerinden biri olarak göru¨len Jean-Luc Marion, Batı metafiziğinin geleneksel Tanrı tasavvuruna yönelik sert eleştiriler yapar. Ona göre metafiziğin Tanrı’yı bir ilke, temel, sebep ya da varlık olarak kavrayışı, insan du¨şu¨ncesinin sınırlamalarına tabi kılmaktadır. Marion, bu durumu kavramsal putperestlik olarak adlandırır ve Batı du¨şu¨ncesindeki metafizik geleneğin, Tanrı’yı bir causa sui (kendi kendisinin nedeni) olarak ele alışını eleştirir. Heidegger’in onto- teoloji eleştirisinden yola çıkarak Marion,  metafiziğin Tanrı’yı bir varlık kategorisine indirgemesi ve insanın rasyonel yetileriyle tanımlamaya çalışmasının, onun aşkınlığını göz ardı ettiğini belirtir. Bu epistemolojik belirleme Tanrı’yı sınırlandıran bir bakışın ortaya çıkmasına neden olur. Bu bağlamda, Marion’un felsefi projesi, metafiziksel Tanrı anlayışını aşarak, ilahi olanı insan aklının ötesinde, aşkın bir fenomen olarak yeniden du¨şu¨nmeyi amaçlar. Söz konusu anlayışın aşılmasının yolu olarak ise Marion, fenomenolojiyi devre sokmak ister. Marion’un du¨şu¨ncesinde fenomenoloji, metafizik sınırları aşmak için kritik bir rol oynar. Doygun fenomen ve verilmişlik gibi kavramları, onun fenomenolojik yaklaşımının temel taşlarıdır. Doygun fenomen, insan kavrayışını aşan bir deneyim biçimini ifade ederken, verilmişlik, bu fenomenlerin kendilerini nasıl sunduğunu açıklayan bir çerçeve sunar. Marion, bu kavramlar aracılığıyla, Tanrı’nın insan deneyimindeki aşkın varlığını anlamaya çalışır. Özellikle, Tanrı’yı ikonik bir bakış ile ele almak istemesi, onun du¨şu¨ncesinin merkezindedir. İkon, Tanrı’nın insana kendini açtığı, ancak insan kavrayışını aşarak aşkınlığını koruduğu bir ilişki biçimini temsil eder. Bu yaklaşım, hem metafiziğin geleneksel Tanrı tasavvurunu hem de modern teolojinin sınırlamalarını aşmayı hedefler. Modern teoloji ve du¨şu¨ncenin merkezinde de yer alan Tanrı meselesine yönelik ise Marion, Descartes’ten hareket eder. Marion’un Descartes eleştirisi, modern metafizik geleneğinin temel taşlarından birine yönelir. Descartes, Tanrı’yı rasyonel bir ilke olarak merkeze almış ve onu bilginin temel kaynağı olarak tanımlamıştır. Marion, Descartes’ın Tanrı’yı bir kendi kendisinin nedeni olarak kavrayışının, ilahi olanı bir metafizik sisteme indirgediğini ve onun aşkınlığını zedelediğini savunur. Bu eleştiri, Marion’un Batı metafiziğinin Tanrı anlayışına yönelik genel eleştirisinin
bir uzantısıdır. Buna karşılık, Orta Çağ du¨şu¨nu¨rlerinden Aquinas’ın Tanrı’yı aşkın bir varlık olarak ele alışı, Marion tarafından daha tutarlı ve Tanrı’nın doğasına uygun bir yaklaşım olarak göru¨lu¨r. Yine Marion, geleneksel Batı du¨şu¨ncesinin Tanrı anlayışının yıkılmasındaki merkezi figu¨r olarak gördu¨ğu¨ Nietzsche’yi ele alarak, onun “Tanrı öldu¨” sözu¨ne de ayrıca önem verir. Marion’a göre bu söz felsefede bir çok şeyin yeniden ele alınması için önemli bir kalkış noktasıdır. “Tanrı öldu¨” sözu¨ne önem veren bir diğer du¨şu¨nu¨r olan Heidegger’i de ele alan Marion için, Heidegger’in metafiziğe yönelik ileri su¨rdu¨ğu¨ suçlamalar doğrudur. Fakat Heidegger,
Tanrı konusunda çifte bir putperestlik sergilemektedir. Ona göre bu durum, Heidegger’in meseleyi tam olarak aşamadığının bir göstergesidir. Marion’un felsefesi hem metafizik hem de teoloji alanında yenilikçi bir
perspektif sunduğunu söyleyebiliriz. Onun metafizik eleştirisi, Tanrı’nın geleneksel kavramsal çerçevelerin ötesinde du¨şu¨nu¨lmesi gerektiğini vurgular. Teoloj


Marka
Eski Yeni Yayınları
Yazar
Bilal Bekalp
Sayfa
188 Sayfa
Kağıt
2. Hamur Kağıt
Boyut
13.00x21.00 cm
Basım Yılı
Şubat 2025
Barkod
9786255536143