Döngü Yaşam ve Ölüm - Yusuf Yüksel Köken - Liman Yayınevi

Bu; yazarın “Kendi Kendinin Efendisi Ol: Adım Adım Olumlu Düşünce” ile “Din ile Bilimin Kardeşliği: Çatışma Nedenleri ve Çözüm Önerileri” adlı eserlerinden sonra okuyucuyla buluşturduğu üçüncü kitabıdır. Birinci kitap, aklın ve mantığın rehberliğinde bireyin kendi düşünce gücüne nasıl hakim olabileceğine, onu nasıl yönlendirebileceğine, mevcut koşullar içerisinde nasıl daha başarılı, daha mutlu ve daha huzurlu olabileceğine ışık tutar ve buna ilişkin pratik yollar önerir. İkinci kitap bir adım daha ileri giderek bireyin yanında toplumun da nasıl daha başarılı, daha mutlu ve daha huzurlu olabileceği üzerinde durur. Aklın rehberliğinde, bilim dünyası ile inanç dünyası arasındaki mevcut karşıtlıkların giderilebileceğini iddia eder. Bu kitapta ise ?zik ve meta?zik (?zik ötesi) dâhil evrendeki her şeyin bir bütün olduğunu, birbirini bir şekilde etkilediğini ve her olayın bir döngü şeklinde tekrar ederek sürüp gittiğini, ama asla birbirinin aynısı olmadığını vurgular.

Bu arada, yeni düşünce sistemlerinden ve onların ışığı altında, ruhun varlığından, ölüm sonrası hayattan ve binlerce kez tekrar eden yeniden doğuşlardan/reenkarnasyonlardan oluşan döngüden söz eder. Kitap ayrıca, gece-gündüz veya yıllık mevsimsel döngüler gibi yaklaşık her 70 bin yılda bir tekrar eden devresel döngüler ile tarih boyunca dünyada yaşanmış büyük kitlesel yok oluşlardan bahseder. İçinde bulunduğumuz devresel döngünün son 50 yıllık dönemi içerisinde olduğumuza yönelik iddiaları dile getirir. Daha sonra da bu devrenin son üç günü içerisinde; mevcut kıtaların batacağı, yeni kıtaların oluşacağı, dünya coğrafyasının yeniden şekillenerek dengeye oturacağı ve hayattan vahşi bir coğrafyada yeniden başlayacağı yönündeki söz konusu bu iddiaların gerçekleşme olasılığının olup olmadığını incelemeye çalışır. Kitap bir taraftan bunlara cevap ararken bir taraftan da insanlığın diğer tüm varlıklar karşısında gittikçe artan gücü ve bu gücün iyi veya kötü yönde kullanılmasının yaratabileceği etkiler üzerinde durur. Sonuç olarak, bu kritik aşamada, insanlığın mevcut bilinç seviyesinde mutlaka bir sıçrama yapması gerektiğini vurgular ve bunun nasıl gerçekleşebileceğine ışık tutmaya çalışır.