İnsan Böyle Bir Şey - Hayrettin Kağnıcı - Siyah Beyaz Yayınları
Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 157.50 TL | 157.50 TL |
2 Taksit | 78.75 TL | 157.50 TL |
3 Taksit | 55.65 TL | 166.95 TL |
4 Taksit | 42.13 TL | 168.53 TL |
5 Taksit | 34.02 TL | 170.10 TL |
6 Taksit | 28.61 TL | 171.68 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 157.50 TL | 157.50 TL |
2 Taksit | 78.75 TL | 157.50 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 157.50 TL | 157.50 TL |
2 Taksit | 78.75 TL | 157.50 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 157.50 TL | 157.50 TL |
2 Taksit | 78.75 TL | 157.50 TL |
3 Taksit | 54.60 TL | 163.80 TL |
4 Taksit | 41.34 TL | 165.38 TL |
5 Taksit | 33.39 TL | 166.95 TL |
6 Taksit | 28.09 TL | 168.53 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 157.50 TL | 157.50 TL |
2 Taksit | 78.75 TL | 157.50 TL |
3 Taksit | 55.13 TL | 165.38 TL |
4 Taksit | 41.74 TL | 166.95 TL |
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 157.50 TL |
Havale / Eft | 157.50 TL |
Posta Çeki | 157.50 TL |
Kapıda Ödeme | 172.50 TL |
Kapıda ödemeli siparişlerde +15,00TL kapıda ödeme hizmet bedeli ilave edilir. |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
İnsan Böyle Bir Şey - Hayrettin Kağnıcı - Siyah Beyaz Yayınları
Konuya, kırk bin yıl öncesinden ilk düşünen insan modeli homo sapiens’den başladık, Tanrı ve inanç kavramlarının ilk olarak nasıl ve nerede oluştuğunu, dinlerin nasıl kabul gördüğünü ve din üzerinden toplumların nasıl kontrol edilebildiğini araştırdık. İnançlar, paganizm, çok tanrılı ve tek tanrılı dinler, ateizm gibi konuların etrafında dolaştık, Türklerin nasıl Müslüman olduklarına göz attık. En önemlisi bütün bunları ve bedenimizi koruyan, bizleri yöneten, yönlendiren beynimizin nasıl çalıştığı ve dogmaları yaratma sebeplerini inceledik ve sonra da; Ne olacak şimdi, “Gelecek nasıl gelecek?” diye düşünmeye başladık. Gelecekte hayatımızın vazgeçilmezleri olacak yarı insan yarı makine sayborglar ile insanımsı robotlar androidleri inceledik, robotlaşan dünyamızda “Bizlerin hali ne olacak?” diye sorgulamaya başladık. Anladık ki, bazı kavramları tam olarak açıklamak kolay olmuyor. Biz insanları diğer canlılardan ayıran en önemli “şey” nedir diye bakarsak, bu “şey” akıl, bilinç, ruh, tözün, tin, öz, hangisi? Size hangisi daha yakınsa o. Bazı felsefe ve bilim adamları bu şeyin asla makinelere aktarılamayacağını, robotlaşmada asla bilinç olmayacağını savunurlar. Diğer bir grup ise, her varlığın ataleti olduğu gibi her şeyin de bilinci vardır fikrini savunur.
“Yükselin gökyüzüne, neler oluyor yeryüzünde seyredin bu alemi en yukarıdan.” Sayfaları çevirelim, geriye, beş yüz yıl öncesindeki dünyanın haline bakalım; Amerika kıtası henüz yeni keşfedilmiş
Avrupa din baskısı altında en karanlık Orta Çağ dönemini yaşıyor, o dönemlere ait bütün bildiklerinizi koyun önünüze, kapayın gözlerinizi dünyayı düşünün. İşte o zamandan sokakta gördüğünüz birisini getirin bugüne. Şimdi de gidin yüz sene sonrasına, geleceğin dünyasına, zorlayın bildiklerinizi ve beyninizin sınırlarını. İnsan denilen canlılar nasıl bir düzen içinde yaşıyor, sosyal ve yönetim şartları, beceri, beslenme ve sağlık durumları nedir hayal edin, hayal edin her şeyi ve sokaktan birini alın getirin günümüz dünyasına, bugüne. Bugünkü sen, beş yüz sene önceki ve yüz sene sonraki akrabaların ile oturun aynı masaya konuşun, susmayın konuşun, dinlerden bahsedin, alışkanlıklarınızı, yaşadığınız dünya halini, dijital dünyayı, kendinizi, hayatınızı, bugünleri anlatın. Dinleyin beş yüz sene önceki akrabanın anlattıklarını sonra da yüz sene sonraki akrabanın anlattıklarını. Şimdi de düşünün kimin neyi nasıl ne kadar anlayabildiğini!
İşte, “İnsan böyle bir şey”
Hayrettin Kağnıcı