Yaşlanmıyor, Eşikteki Çul Gibi Eskiyor İnsan - Bülent Akay - Şiirden Yayıncılık
Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 127.50 TL | 127.50 TL |
2 Taksit | 63.75 TL | 127.50 TL |
3 Taksit | 44.63 TL | 133.88 TL |
4 Taksit | 33.79 TL | 135.15 TL |
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 127.50 TL |
Havale / Eft | 127.50 TL |
Posta Çeki | 127.50 TL |
Kapıda Ödeme | 142.50 TL |
Kapıda ödemeli siparişlerde +15,00TL kapıda ödeme hizmet bedeli ilave edilir. |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Yaşlanmıyor, Eşikteki Çul Gibi Eskiyor İnsan - Bülent Akay - Şiirden Yayıncılık
“yaşlanmıyor, eşikteki çul gibi eskiyor insan”
Kitaba adını veren, güçlü bir benzetmeyle insanı sarsan bu dize, bizim kelimelerimizden çok daha fazla şey anlatıyor, şairin hayatı hakkındaki çağrışımla çok şeyi hikâye ediyor.
Bülent Akay toplumsal olaylara karşı da çok duyarlı. Ancak imgelerle, simgelerle anlatmayı tercih ediyor. Kitabın ilk şiiri olan “Örselenmiş Yalnızlık”, 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi kıyamından kaçan Yahudileri Filistin’e götürmek üzere Romanya’dan yola çıkan ve İstanbul’da demirleyen, tek başına romanı yazılabilecek trajik bir öyküsü olan Struma adlı geminin Sovyet denizaltısı tarafından batırılmasına gönderme yapıyor. İlk üç dize altta alıntıladığım güçlü imgelerle olaya gönderme yapıyor:
üzerimde umutsuzluğun paltosu
acı, elimde çınardan baston
eğeliyorum güvertede
Şair konuşmuyor, yaşadığı, tanık olduğu, okuduğu, anlatılagelen şu dünyadan çektiği acıyı, yaşadığı hüznü sadalarla dışa vuruyor, gerçekten harika dizeler. Anlaşılır ama derin. Tıpkı kök saldığı hayat gibi. Ortaya çıkan şiir düşüncesi nağmelerini bulmuş bir dili gösteriyor bize. Söz kılıfına uyarınca oturmuş bu şiirlerde. Sözü adeta yontuyor. Sıkıcı bu hayattan bize derinlikli şiirler gönderiyor.
zamanı çorak toprak gibi
alnında taşıyanlar gidince anladım
yalnızlığımın kanadığını...
geçtim bütün yorgun meydanları (Islık)