Haziran Senfonisi - Selahattin Nehir - Altın Kitaplar
Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 20.00 TL | 20.00 TL |
100 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır. |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 20.00 TL | 20.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 20.00 TL | 20.00 TL |
100 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır. |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 20.00 TL | 20.00 TL |
100 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır. |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 20.00 TL | 20.00 TL |
100 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır. |
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 20.00 TL |
Havale / Eft | 20.00 TL |
Posta Çeki | 20.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Haziran Senfonisi - Selahattin Nehir - Altın Kitaplar
Selahattin Nehir yeni romanında, birbirinden ilginç insanlarla dolu bir ailenin 1800lerin sonlarından günümüze kadar dört nesil boyu süren; serüven, mizah, hüzün ve özlem dolu hikâyesini anlatıyor. Köklerini bireysel ve kolektif belleğin yardımıyla arayan Göksel, kaleminin ucunu bir pergel gibi Malatya’ya koyarak, okurları usul usul tarihte ve coğrafyada bir keşfe çıkarıyor.
Haziran Senfonisi, Anadoludan İstanbul’a, vahşi bir hayattan sanata, aile değerlerinden suça, gerçek ve hayal arasındaki keskin ayrımları bulanıklaştıran, içeriği zengin, karakterleri iz bırakan bir anlatı... Şimdiki zamanla geçmişin, gerçekle hayalin, gelenekselle modernin, olgularla mitlerin, hayatla ölümün iç içe geçtiği derinlikli bir roman.
Bana bunları bir ırmak anlattı; meşe ormanlarıyla kaplı Çakmak tepeleri ve Arapgir arasında yüzyıllardır akıp duran, kendisini dinleyecek birini özlemle bekleyen bir ırmak. Suyun, taşın, balıkların, ağacın, toprağın, kayısı çiçeklerinin, turnaların insanlarla konuşabileceğini Nannem öğretti bana. Ona da annesi öğretmiş... Bir sis anlattı; Çakmakta olduğum bir gece, dağların, meşelerin, evlerin üstüne yavaş yavaş çöken, her şeyi masala çeviren bir sis. Yan evin damında bir ozan bağlama çalarken, sis bir tül perde gibi onu bir görünür bir görünmez kılarken, çeşmenin başında iki kız çocuğu anlamadığım bir dilde türküler söylerken...”