Türk Töresi - Ziya Gökalp - Elips Kitap
Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 23.80 TL | 23.80 TL |
100 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır. |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 23.80 TL | 23.80 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 23.80 TL | 23.80 TL |
100 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır. |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 23.80 TL | 23.80 TL |
100 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır. |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 23.80 TL | 23.80 TL |
100 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır. |
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 23.80 TL |
Havale / Eft | 23.80 TL |
Posta Çeki | 23.80 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Türk Töresi - Ziya Gökalp - Elips Kitap
Kut kelimesinin, Anadolu’da hâlâ “ruh” manasında kullanıldığı vardır. Mesela kut kurdu denilir. Kut kelimesi hem isim hem sıfat gibi kullanılır. Kut Dağ, Kutlu Maral kelimelerinde, sıfat gibi istimal edilmiştir. Hokand, Kut Kent demektir. Kotasın kut uz demek olduğunu evvelce görmüştük. Bazen, kutun hangi ilahın kutsiyeti olduğu da gösterilir. Oğuz dininde göreceğimiz veçhile, hakana Tanrı Kutu yahut İdi Kut denilir. Demek ki hakandaki kutsiyet ve velayet-i amme, ona ilahi bir hak olarak, Tanrı tarafından verilmiştir. Şamanda tecelli eden kendi İye Kila’sının yahut amagatının kuvvetidir. Eski Türklerde bütün hakan sülaleleri, neseplerini bir ilaha yahut toteme kadar çıkarırlardı. Sebebi, bu ilaha yahut toteme ait olan kuta vâris olmaktır.
Toplumsal sorunları açıklamak ve bu sorunlara çözümler getirmek iddiasıyla Batı’da gelişen bir bilim olarak sosyolojiye, o dönem türlü sorunlarla karşı karşıya kalan Osmanlı Devleti içerisindeki problemlere çözüm arayışı içinde olan aydınların rağbet göstermesi kaçınılmaz bir durumdu. Bu aydınların başında gelen Ziya Gökalp, Türkiye’de sosyolojiyi -o zamanki adıyla içtimaiyat- kurmuş, Comte-Durkheim çizgisinde kalarak pozitivist sosyolojinin temsilcisi olmuş bir mütefekkir idi. Gökalp, bu çözüm arayışı içinde, Türk toplumunun kendine özgü ahlaki ve kültürel değerleriyle, Batı’dan aldığı bazı değerleri kaynaştırarak bir senteze ulaşma çabasına girdi. Düşüncesinin temelinde, “Türkleşmek, İslamlaşmak, muasırlaşmak” gayesi yatıyordu. Gökalp, bu gaye uğruna konferanslar vermiş, değişik edebî türlerde eserler kaleme almış, farklı gazetelerde birçok konuda makaleler yazmış, ilmî araştırmalar yapmış, Türkiye’de bilimin gelişmesi için büyük bir gayret sarf etmiştir. Millî edebiyatın kurulması ve gelişmesinde de önemli bir rol oynayan, siyasi ve toplumsal konularda sayısız makale kaleme alan, bir dönem Diyarbakır milletvekilliği yapmış Ziya Gökalp’ın sosyoloji anlayışı, Türkiye’de 1940’lara kadar, neredeyse tek egemen sosyoloji ekolü olmuştu. Gökalp benimsediği sosyoloji anlayışı ile Türk tarihi, millî edebiyat, şiir, roman, bilim, felsefe, içtimai hayat, toplumsal yapının bilimsel yöntemlerle incelenmesi, iş bölümü gibi konulara eğilmiş ve görüşleri ile Türk sosyal biliminde ve edebiyatında bugünlere kadar etkisini göstermiştir.